Adet Düzensizliği Nedir? Normal Adet Döngüsü Nasıl Olmalıdır?
Adet düzensizliği, bir kadının adet döngüsünün normal kabul edilen süresinden, sıklığından veya miktarından sapması durumudur. Normal bir adet döngüsü genellikle 21 ila 35 gün arasında sürer ve kanama 3 ila 7 gün arasında devam eder. Bu parametrelerin dışına çıkan, adetler arası sürenin sürekli değişmesi, beklenen zamanda gelmemesi (adet gecikmesi), çok sık adet görme (polimenore), seyrek adet görme (oligomenore) veya kanama miktarının aşırı artması (menoraji) gibi durumlar “adet düzensizliği” olarak tanımlanır.
Adet düzensizliği, altta yatan basit ve geçici bir nedenden kaynaklanabileceği gibi, ciddi bir sağlık sorununun habercisi de olabilir. Bu nedenle mutlaka bir jinekolojik değerlendirme gerektirir.

Adet Düzensizliği Nedenleri Nelerdir?
Adet düzensizlikleri altta yatan sebeplere göre 3 ana grupta incelenebilir:
1. Hormonal Etkenler ve Yumurtlama Bozuklukları
Adet döngüsü, beyin (hipotalamus ve hipofiz) ve yumurtalıklar arasındaki karmaşık bir hormonal denge ile yönetilir. Bu dengenin bozulması, yumurtlamanın (ovulasyon) düzensizleşmesine veya hiç olmamasına yol açarak adet düzensizliğine neden olur.
- Polikistik Over Sendromu (PKOS): Yumurtlama bozukluklarının en sık nedenlerinden biridir. Genellikle seyrek adet görme (oligomenore) ve erkeklik hormonu fazlalığı belirtileri ile seyreder.
- Prolaktin Hormonu Yüksekliği (Hiperprolaktinemi): Süt hormonu olarak da bilinen prolaktinin yüksek olması, yumurtlamayı baskılayarak adetlerin kesilmesine (amenore) veya seyrelmesine yol açabilir.
- Tiroid Hastalıkları: Tiroid bezinin az (hipotiroidi) veya çok (hipertiroidi) çalışması, adet döngüsünü doğrudan etkileyen yaygın bir nedendir.
- Geçiş Dönemleri: Yeni adet görülmeye başlanan ergenlik dönemi (menarş) veya menopoza yakın olan perimenopoz dönemlerinde, yumurtlama fonksiyonlarındaki doğal düzensizlikler yüzünden adet düzensizliği sık görülmektedir.
2. Jinekolojik ve Yapısal Sorunlar
Doğurganlık çağındaki bir kadında adet düzensizliği başladığında, öncelikle gebelik durumu ve rahim veya yumurtalıklardaki yapısal sorunlar ekarte edilmelidir.
- Gebelik: Doğurganlık yaşında bir kadında adet gecikmesi olduğunda, ilk ekarte edilmesi gereken durum gebeliktir. Düşük tehdidi veya dış gebelik gibi durumlar da anormal kanama olarak kendini gösterebilir.
- Miyomlar ve Poliper: Rahim iç duvarında (endometrium) veya rahim kas tabakasında (myometrium) oluşan iyi huylu tümörler olan miyomlar ve polipler, özellikle ara kanama veya aşırı miktarda adet kanamasına neden olabilir.
- Enfeksiyonlar: Rahim ağzı (servisit) ve rahim kavitesine (endometrit) veya tüplere (PID) yayılan enfeksiyonlar, adet düzenini bozabilir ve ara kanamalara yol açabilir.
- Yumurtalık Kistleri/Kitleleri: Yumurtalıklarda oluşan bazı kistler (özellikle hormon salgılayan fonksiyonel kistler) adet düzensizliğine neden olabilir.
- Endometriozis: Rahim içi dokusunun rahim dışında büyümesi durumu olan endometriozis, ağrılı adetlerin yanı sıra adet düzeninde bozulmalara da yol açabilir.

3. Sistemik Hastalıklar ve Diğer Faktörler
- Sistemik Hastalıklar ve Pıhtılaşma Bozuklukları: Kanın pıhtılaşma sistemini etkileyen bazı sistemik hastalıklar (örneğin Von Willebrand hastalığı) veya bu nedenle kullanılan kan sulandırıcı ilaçlar, adet kanamalarının aşırı ve uzun sürmesine neden olabilir.
- Yaşam Tarzı Faktörleri: Aşırı stres, ani ve yüksek miktarda kilo kaybı veya alımı, ağır egzersiz programları veya yeme bozuklukları (anoreksiya, bulimia) beyinden yumurtalıklara giden hormonal sinyalleri bozarak adetlerin kesilmesine veya düzensizleşmesine yol açabilir.
Adet Düzensizliği Tanı Süreci
Adet düzensizliği şikayeti ile gelen bir hasta değerlendirilirken, doğru tanıyı koyabilmek için kapsamlı bir yaklaşım gerekir. Süreç, öncelikle hastanın detaylı öyküsünün alınmasıyla başlar. Hastanın yaşı, doğurganlık durumu (gebelik isteği), kullanmış olduğu korunma yöntemi, adetlerinin ne kadar süredir düzensiz olduğu, sistemik bir hastalığının olup olmadığı ve devamlı kullandığı ilaçların varlığı sorgulanır.
Klinik değerlendirme adımları şunları içerir:
- Jinekolojik Muayene: Rahim ağzı, vajina ve rahimin fiziksel olarak değerlendirilmesi, enfeksiyon veya yapısal bir anormallik olup olmadığını anlamak için yapılır.
- Pelvik Ultrasonografi: Rahim iç duvarının (endometrium) kalınlığını, miyom veya polip varlığını ve yumurtalıkların durumunu (kist, PKOS görünümü) değerlendirmek için ultrasonografi yapılır.
- Kan Testleri:
- Gebelik Testi (Beta-hCG): Doğurganlık yaşındaki her kadında, başka bir teste geçilmeden önce gebelik mutlaka ekarte edilmelidir.
- Hormon Profili: Tiroid fonksiyon testleri (TSH), prolaktin (süt hormonu) düzeyi ve gerekirse yumurtalık rezervini gösteren FSH, LH gibi hormonlara bakılır.
- Kan Sayımı: Aşırı kanaması olan hastalarda kansızlık (anemi) olup olmadığını görmek için tam kan sayımı yapılır.
- Endometrial Biyopsi: Özellikle 40 yaş üstü kadınlarda, menopoza yakın dönemlerde veya rahim duvarı kalınlaşması (endometrial hiperplazi) saptanan durumlarda, rahim içinden parça alınarak (biyopsi) jinekolojik kanserler veya kanser öncüsü lezyonlar ekarte edilmelidir.
Adet Düzensizliği Tedavisi
Adet düzensizliğinde tedavi, tamamen altta yatan sebebe göre planlanır. Tedavi adet düzensizliği yapan nedene göre kökten değişmektedir. Amaç, öncelikle tehlikeli bir durumun (kanser, dış gebelik) olmadığından emin olmak, sonrasında ise hastanın yaşam kalitesini artırmak ve varsa gebelik isteğine yönelik bir planlama yapmaktır.
- Hormonal Nedenler: PKOS, prolaktin yüksekliği veya tiroid bozukluğu gibi durumlarda, bu spesifik soruna yönelik ilaç tedavileri (doğum kontrol hapları, tiroid ilaçları vb.) ile adetler düzene sokulur.
- Yapısal Nedenler: Rahimde saptanan polip veya miyom gibi yapılar, özellikle aşırı kanamaya neden oluyorsa, histeroskopi (rahim içinin kamera ile incelenmesi) veya cerrahi yöntemlerle çıkarılabilir.
- Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Stres, ani kilo değişikliği veya ağır egzersize bağlı düzensizliklerde, altta yatan bu tetikleyicilerin yönetilmesi ve sağlıklı bir yaşam dengesi kurulması genellikle döngünün normale dönmesi için yeterli olur.
Adet döngünüzde normalin dışında bir değişiklik fark ederseniz, doğru tanı ve tedavi için mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurunuz.
